Ali Şir Nevayi Tarihi Enbiya ve Hükema
Tarih-i Enbiya ve Hükema Ali Şir Nevâyî'nin tarih konusunda yazdığı iki eserden biridir, diğer tarih eseri ise Tarih-i Müluk-ı Acem adını taşır. Nevâyî aslında bu iki eseri tek eser olarak düşünmüş ve Tarih-i Enbiya ve Hükema'nın sonunu şu cümlelerle bağlamıştır; “Enbiya aleyhisselamın sözleri ile abidlerin ve bilgelerin tarihi bütünüyle zikrolundu, şimdi Acem meliklerinin yazılmasına yönelelim. ”Bu iki eserin birlikte düşünüldüğünün bir işareti de ikisinin birlikte Zübdetü't-Tevarih olarak adlandırılmasıdır. Nevâyî, Türklerin atası olduğuna inanılan Yafes hakkında bilgi verirken bu konuda bir kitap yazacağını şu cümlelerle belirtir; “İnşallah bu tarih yazılacaktır ve aklımızda olan sultan-ı sahip-kıranın (Hüseyin Baykara'nın) hayatı ve soyunun ortaya konulmasıdır. O, sonra gelmiştir ve Yafes tarihine aittir.”, ancak ne yazık ki ne kayıtlarda, ne de kaynaklarda böyle bir eserin varlığından söz edilmektedir.
Tarih-i Enbiya ve Hükema, Ayşe Deniz Abik'in doktora tezinin bir bölümü olarak 1993 yılında işlenmişti, ancak ne bu çalışma yayınlandı, ne de ülkemizde bu eserle ilgili başka bir yayın yapıldı. Türkiye'de Nevâyî eserlerinin tamamının yayınlanması gerektiğine inanıldığı için bu eser de Paris BibliotekNational'da bulunan külliyat nüshası, Süleymaniye Kütüphanesi külliyat nüshası ve Taşkent yayını göz önüne alınarak yayına hazırlandı. Çalışma; metin, aktarma, dizin, tıpkıbasım ve kaynakça bölümlerinden oluştu. Metin oluşturulurken cümlelerin belirlenmesine gerek duyuldu ve yazım işareti olarak nokta, seyrek olarak da virgül kullanıldı.
Türk tarih yazıcığı ve tarih yazıcılığı açısından önemli bir kaynak eser olan ‘Târih-i Enbiyâ ve Hükemâ', aynı zamanda Alî Şîr Nevâyî'nin tarih bilimiyle ilgili yönünü de gözler önüne sermektedir.
Tarih-i Enbiya ve Hükema Ali Şir Nevâyî'nin tarih konusunda yazdığı iki eserden biridir, diğer tarih eseri ise Tarih-i Müluk-ı Acem adını taşır. Nevâyî aslında bu iki eseri tek eser olarak düşünmüş ve Tarih-i Enbiya ve Hükema'nın sonunu şu cümlelerle bağlamıştır; “Enbiya aleyhisselamın sözleri ile abidlerin ve bilgelerin tarihi bütünüyle zikrolundu, şimdi Acem meliklerinin yazılmasına yönelelim. ”Bu iki eserin birlikte düşünüldüğünün bir işareti de ikisinin birlikte Zübdetü't-Tevarih olarak adlandırılmasıdır. Nevâyî, Türklerin atası olduğuna inanılan Yafes hakkında bilgi verirken bu konuda bir kitap yazacağını şu cümlelerle belirtir; “İnşallah bu tarih yazılacaktır ve aklımızda olan sultan-ı sahip-kıranın (Hüseyin Baykara'nın) hayatı ve soyunun ortaya konulmasıdır. O, sonra gelmiştir ve Yafes tarihine aittir.”, ancak ne yazık ki ne kayıtlarda, ne de kaynaklarda böyle bir eserin varlığından söz edilmektedir.
Tarih-i Enbiya ve Hükema, Ayşe Deniz Abik'in doktora tezinin bir bölümü olarak 1993 yılında işlenmişti, ancak ne bu çalışma yayınlandı, ne de ülkemizde bu eserle ilgili başka bir yayın yapıldı. Türkiye'de Nevâyî eserlerinin tamamının yayınlanması gerektiğine inanıldığı için bu eser de Paris BibliotekNational'da bulunan külliyat nüshası, Süleymaniye Kütüphanesi külliyat nüshası ve Taşkent yayını göz önüne alınarak yayına hazırlandı. Çalışma; metin, aktarma, dizin, tıpkıbasım ve kaynakça bölümlerinden oluştu. Metin oluşturulurken cümlelerin belirlenmesine gerek duyuldu ve yazım işareti olarak nokta, seyrek olarak da virgül kullanıldı.
Türk tarih yazıcığı ve tarih yazıcılığı açısından önemli bir kaynak eser olan ‘Târih-i Enbiyâ ve Hükemâ', aynı zamanda Alî Şîr Nevâyî'nin tarih bilimiyle ilgili yönünü de gözler önüne sermektedir.